bigoo.ws

   
 
  BEYİT


Beyit 

Vikipedi, özgür ansiklopedi

 
İki mısradan meydana gelen nâzım parçası. Divan edebiyatında nâzım birimi sayılan beyit, aynı vezinde olan ve birbiri peşinden gelen iki mısradır. Çoklukla anlamın tamamlandığı bir bölüm Beyitin bir nâzım birimi olarak kabul edilmesi yüzünden, divan edebiyatı şiirlerinde konu birliği pek az görülür. Divan şairinin bütün düşüncesi, beyitleri meydana getirecek kafiyelerle ikişer mısra söyleyebilmekti. Divan edebiyatındaki bu şiir anlayışı, bizde "Edebiyat-i Cedide" ile değişmeye başlamıştır. Anlamın bir beyitte tamamlanmasının şart olmadığı sonraki beyitte, hattâ daha sonraki beyitlere geçebileceği hakkındaki örnekler, bu edebiyat akımı ile edebiyatımızda gelişmiştir. Böylece, bir nâzım şeklinde konu birliğine önem verilmesi yoluna geçilebilmiştir. Beyit, kafiyeli iki mısradan meydana gelirse "beyt-i musarra", bir gazelin en seçme beyti olursa "beyt-ül gazel" bir kasidenin en güzel beyti olursa "beyt-ül kaside", içinde şairin adının ya da mahlasının bulunduğu beyitse "tac tâc beyit" bir kasidenin ya da gazelin ilk beyiti "matla" son beyti ise "makta" adını alır. Anlam bakımından birbirine bağlı iki dizeden oluşmuş şiir parçası.Geniş anlamiyle) Çift dizeli olarak düzenlenen bir koşuğun her dize çifti.(Dar anlamiyle) Tara anlam veren ve iki dizeden meydana gelen koşuk.

BAZI BEYİT ÖRNEKLERİ

İlm kesbiyle pâye-i rif’at
Arzû-yı muhâl imiş ancak
Aşk imiş her ne var âlemde
İlm bir kıyl ü kâl imiş ancak
Fuzuli





Ne tende cân ile sensiz ümîd-i sıhhat olur
Ne cân bedende gam-i firkatinde râhat olur Ne çâre var ki firâkınla eğlenem bir dem
Ne tâli’im meded eyler visâle fırsat olur
Ne şeb ki kûyuna yüz sürmesem ol şeb ölürün
Ne gün ki kâmetini görmesem kıyâmet olur
Dil ise gitti kesilmez hevâ-yı aşkından
Nasîhat eylediğimce beter melâmet olur
Belâ budur ki alıştı belâlarınla gönül
Gamın da gelse dile bâis-i meserret olur
Nedir bu tâli’ ile derd-i Nef’i-i zârın
Ne şûhu sevse mülâyim dedikçe âfet olur

Nef’i



Aşka kâbil dil mi yok şehr içre yâ dilber mı yok
Mest yok meclisde bilmem mey mi yok sâgar mı yok
Gonca-i dil açılıp hâtır nice şâd olmaya
Bâğda güller mi yok gülşende bülbüller mi yok
Görmeziz bir dil ki tûtî gibi güftâr eyleye
Söyledir mi yok cihânda bilmezin söyler mi yok
Sengden dil kem mi yâ seng-i siyâhı la’l eder
Afitâb-i feyz-bahşâ-yı bülend-ahter mi yok
Niçin ebkâr-i ma’ânî beslemez erbâb-i nazm
Yoksa Yahyâ gibi üstâd-i sühan-perver mi yok
Şeyhulislam Yahya



Azm-i sefer ettin dil-i nâçârı unutma
Gittin güzel ammâ bu dil-efkârı unutma
Gâhîce uyandıkça şebistân-i safâda
Şol gice olan sohbet-i hemvârı unutma
Vardıkça şeker-hâba girip bister-i nâza
Ne zehr içer dîde-i bîdârı unutma
Ben sabr edeyim derd ü gam-i hecrine ammâ
Sen de güzelim ettiğin ikrârı unutma
Ağlatmayacaktın yola baktırmayacaktın
Ol va’de-i tekrâr-be-tekrârı unutma
Yok tâkati hicrânına lutf eyle efendim
Dil-haste-i aşkın olan Esrârı unutma
Esrar Dede



Şarkı
Fâriğ olmam eylesen yüz bin cefâ sevdim seni
Böyle yazmış alnıma kilk-i kazâ sevdim seni
Ben bu sözden dönmezem devr eyledikçe nüh felek
Şâhid olsun aşkıma arz u semâ sevdim seni
Bend-i peyvend-i dilim ebrû-yı gaddârındadır
Rişte-i cem’iyyetim zülf-i siyeh-kârındadır
Hastayım ümmîd-i sıhhat çeşm-i bîmârındadır
Bir devâsız derde oldum mübtelâ sevdim seni
Ey hilâl-ebrû dilin meyli sanadır doğrusu
Sûy-i mihrâba nigâhım kec-edâdır doğrusu
Râ kaşından inhirâf etsem riyâdır doğrusu
Yâ savâb olmuş veya olmuş hatâ sevdim seni
Bî-gubârım hasret-i hattınla hâk olsam yine
Sıhhatim rûh-i lebindendir helâk olsam yine
Tîğ-i gamzenden kesilmem çâk çâk olsam yine
Hâsılı beyhûde cevr etme bana sevdim seni
Gâlib-i dîvâneyim Ferhâd u Mecnûn’a salâ
Yüz çevirmem olsa dünya bir yana ben bir yana
Şem’ine pervâneyim pervâ ne lâzımdır bana
Anlasın bîgâne bilsin âşinâ sevdim seni
Şeyh Galib

BEYİTLER


Dil verdiğimiz yâre nigâh-i gazabından
Tasrîhe mecâl olmadı îmâ ile geçtik
Naili
Ders-i aşkın müşkilin Yahyâ nice halleylesin
Söyleyenler kendini bilmez bilenler söylemez
Şeyhülislam Yahya
Dilde gam var şimdilik lutfeyle gelme ey sürûr
Olamaz bir hânede mihmân mihmân üstüne
Rasih
Künc-i mihnetde rakîbâ beni tenhâ sanma
Kâr ger sende yatursa elemi bende yatur
Bağdadlı Rûhî
Ger derse Fuzuli ki “güzellerde vefâ var”
Aldanma ki şâir sözü elbette yalandır
Fuzuli
Cihânda âşık-i mehcûr sanma râhat olur
Neler çeker bu gönül söylesem şikâyet olur
Şeyhulislam Yahya
Derdim nice bir sînede pinhân ederim ben
Bir âh ile bu âlemi vîrân ederim ben
Nef'i
Sînede bir lahza ârâm eyle gel cânım gibi
Geçme ey rûh-i revân ömr-i şitâbânım gibi
Nedim
Biz bülbül-i muhrik-dem-i gülzâr-i firâkız
Ateş kesilir geçse sabâ gülşenimizden
Selimi
Göz yaşlı gönül zülf-i perîşânlar içinde
Kaldım karanu gecede bârânlar içinde
Taci Bey
Eczâmızı hep rîk-i beyâbân-i gam itsek
Cânâne giden nâme-i hicrâna dökülsek
Naili

1. Bende Mecnûn’dan füzûn âşıklık isti’dâdı var
Âşık-ı sâdık benem Mecnûn’un ancak adı var (Fuzûlî)

2. Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı
Felekler yandı âhımdan murâdım şem’i yanmaz mı (Fuzûlî)

3. Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su
Kim bu denli dutuşan odlara kılmaz çare su (Fuzûlî)

4. Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem
Ya muhît olmuş gözümden günbed-i devvâre su (Fuzûlî)

5. Aşk derdiyle hoşem el çek ilâcımdan tabîb
Kılma dermân kim helâkim zehri dermândadır (Fuzûlî)

6. Ya Rab, belâ-yı aşk ile âşinâ kıl meni
Bir dem belâ-yı ışkdan kılma cüda meni (Fuzûlî)

7. Hâsılım yoh ser-i kûyunda belâdan gayrı
Garazım yoh reh-i aşkında fenâdan gayrı (Fuzûlî)

8. Kamu bîmârına cânân deva-yı derd eder ihsan
Niçün kılmaz bana derman beni bîmar sanmaz mı (Fuzûlî)

9. Ya rab bana cism-u can gerekmez,
Cânân yok ise cihan gerekmez (Fuzuli)

10. Âşiyân-ı murg-ı dil zülf-i perîşânındadır
Kande olsam ey perî gönlüm senin yanındadır (Fuzûlî)

11. Arızın yadıyla nem-nak olsa müjganım nola
Zayi olmaz gül temennasiyle vermek hare su (Fuzûlî)

12. Göz gördü gönül sevdi seni ey yüzü mâhım
Kurbânın olam var mı benim bunda günâhım (Nâhîfî)

13. Ben ki her cemiyetin nâlânıyam
Hemdem-i hoş hâl ü bed-hâlânıyam (Nâhîfî)

14. Her kişi zu’munca bana yâr olur
Sohbetimden tâlib-i esrar olur (Nâhîfî)

15. Haddeden geçmiş nezaket yâl ü bâl olmuş sana
Mey süzülmüş şişeden ruhgâr-ı âl olmuş sana (Nedim)

16. Buy-ı gül taktir olmuş nâzın işlenmiş ucu
Biri olmuş huy birisi dest-mal olmuş sana (Nedim)

17. Şöyle gird olmuş Frengistan birikmiş bir yere
Sonra gelmiş kûşe-i ebrûda hâl olmuş sana (Nedim)
18. Döğülmeğe söğülmeğe koğulmağa billâh
Hep kâilim ammâ ki efendim senin olsam (Nedim)

19. Tahammül mülkünü yıkdın Hülâgu Hân mısın kâfir
Aman dünyayı yakdın âteş-i Sûzân mısın kâfir (Nedim)

20. Niçin sık sık bakarsın böyle mir’at-ı mücellaya
Meğer sen dahi kendi hüsnüne hayran mısın kâfir (Nedim)

21. Bu şehr-i Sıtanbul ki bi-misl ü bahadır
Bir sengine yek-pare Acem mülki fedadır (Nedim)

22. Hac yollarında meş’ale-i kârbân gibi
Erbâb-ı ışk içinde nümâyânsın ey gönül (Nedim)

23. Sun sâgarı sâkî bana mestâne disünler
Uslanmadı gitdi gör o divâne disünler (Şeyh.Yahya)

24. Gonce-i dil açılub hatır niçün şad olmaya
Bağda güller mi yok gülşende bülbüller mi yok (Şeyh.Yahya)

25. Görmezüz bir dil ki tûtî gibi güftâr eyleye
Söyledir mi yok cihânda söyler mi yok (Şeyh.Yahya)

26. Dikdiler her yâre kim sinemde açdı hançerüň
Seyrine gel bağ-ı mihnetde açılmış güllerüň (Şeyh.Yahya)

27. Aşka kâbil dil mi yok şehr içre yâ dilber mi yok
Mest yok meclisde bilmem mey mi yok sâgâr mı yok (Şeyh.Yahya)

28. Ne tende cân ile sensüz ümîd-i sıhhat olur
Ne cân bedende gam-ı firkâtünle râhat olur (Şeyh.Yahya)

29. İrdi bahâr sen dahı şâd olmadın gönül
Güllerle lâlelerle küşâd olmadın gönül (Şeyh.Yahya)

30. Tûtî-i mu’cize-gûyem ne desem lâf değil
Çerh ile söyleşemem âyinesi sâf değil (Nef’î)

31. Bir nefes dîdâr içün bin cân fedâ itsem n’ola
Nice demlerdür esir-i iştiyâkıdur gönül (Nef’î)

32. Gül âteş gülbün âteş Gülşen âteş cûyban âteş
Semender-tıynetân-ı aşka bestir lâlezâr ateş (Şeyh Gâlib)

33. Aşk bir şem-i ilahidir benim pervanesi
Şevk bir zincirdir gönlün anın divanesi ( Seyh Galib)

34. Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi ( Muhibbî )
35. Ey Necati, yürü sabreyle elinden ne gelir
Hublar, cevr-u cefayı kime öğretmediler (Necati)

36. Gül-şen-i vasfında her beyti Necati çakerin
Benzer ol mevzun nihale kim ucunda gül var (Necâtî)

37. Gitdün ammâ kodun hasret ile cânı bile
İstemem sensiz olan sohbet-i yârânı bile (Neşâti)

38. Cihân-ârâ cihân içredür ârâyı bilmezler
O mâhiler ki deryâ içredür deryâyı bilmezler (Hayalî)

39. Allah adın zikr idelüm evvela
Vâcib oldur cümle işte her kula (Süleyman Çelebi)

40. Kimsesiz bir kimse yok herkesin var kimsesi
Kimsesiz kaldım medet ey kimsesizler kimsesi

41. Âdeme âdem gerektir âdem etsin âdemi
Âdem âdem olmayınca âdem netsin âdemi (Ziya Paşa)

42. Aşk mıdır ki cân-ı dil mülkünü yağma eyleyen
Aşk mıdır sînem içinde gelip de ca eyleyen (Muhibbî)

43. Aşk mıdır ki boynuma takıp belâ zincirini
Gezdirip mecnun gibi alemde rüsva eyleyen… (Muhibbî)
44. Aşk mıdır ki bivefa güller elinden geceler
İnletip bülbülleri ta subh-u güya eyleyen (Muhibbî)

45. Aşk mıdır ki bir keman ebru nigarın yâdına
Ok gibi kaddimi büküp benim de ya eyleyen… (Muhibbî)
46. Aşk mıdır ki fenni derdi okutup aşıklara
Fasl-ı babı sinemin levhinde inşa eyleyen (Muhibbî)

47. Aşk mıdır ki bu Muhibbî sinesine dağ vurup
Ahir anın gözleri yaşını derya eyleyen… (Muhibbî)
48. Hârâbât ehlini hor görme zâhid
Hazineye mâlik ne viraneler var (Râgıb Paşa)

49. Ger ben ben isem nesin sen ey yâr
Ger sen sen isen neyim men-i zâr (Fuzûlî)

50. Câm-ı cihân-nûmân yüzün pâk tut müdâm
Âlemde nîk ü bed ferah u gam gelir gider ( Şeyhî)

 
TORTUMKALELİYİZ
 

CUMHURİYETİNE SAHİP ÇIK !!
 
SAAT - TAKVİM - İ.P KODU
 





SAYAÇ - HAVA DURUMU
 
Sitenizesayac.com
PİYASALAR - GAZETELER - RADİO
 
 

www.tortumkaleliyiz.tr.gg

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol