Vikipedi,
özgür ansiklopedi
Kırkpınar, geleneksel Türk yağlı güreş turnuvası. Her sene Haziran ayı sonunda Edirne'de düzenlenir. Pehlivanlar üç gün süresince Er Meydanı'nda mücadele ederler. Son gün yapılan finallerde her boyun (kategorinin) birinci, ikinci ve üçüncüleri belirlenir. Bunlardan en önemlisi başpehlivandır.
Yağlı güreş, geleneksel Türk sporları içinde ön sıralarda yer alan bir spordur. Osmanlı Devleti’nin her yerinde düzenlenen panayırların hepsinde güreş yapılır ama bunların içinde yalnız Kırkpınar’da “Baş”ı kazanan pehlivan, gelecek senenin Kırkpınar güreşlerine kadar “Başpehlivan” bilinirdi. Bu düşünce günümüzde de devam etmektedir.
Tarihçe
Yağlı güreş
Ana madde: Yağlı güreş
Yağlı güreşlerin tarihi 4500 yıldan öncesine uzanmaktadır. Bulunan en eski kanıtlar M.Ö. 2650 yılına aittir. Antik Mısır'a ve Asur Krallığı'na ait buluntular yaklaşık olarak aynı döneme aittir.
Kırkpınar efsanesi
Efsaneye göre 1346 yılında Orhan Gazi'nin Rumeli'yi ele geçirmek için düzenlediği seferler sırasında, büyük oğlu Süleyman Paşa 40 askerle Bizanslılar'a ait Domuzhisar'ın üzerine yürür. Baskınla burasını ele geçirirler. Öteki hisarların da ele geçirilmesinden sonra, 40 kişilik öncü birlik geri dönerler ve şimdi Yunanistan'ın topraklarında kalan Samona'da mola verirler. 40 cengaver burada güreşe tutuşurlar. Saatlerce süren güreşlerde, adlarının Ali ile Selim olduğu rivayet edilen iki kardeşin bir türlü yenişemedikleri görülür.
Daha sonra bir Hıdrellez gününde, Edirne yakınlarındaki Ahıköy çayırında aynı çift yeniden güreşe tutuşurlar. Bütün bir gün güreşmelerine rağmen yine yenişemeyen kardeş pehlivanlar, gece boyunca da mum ve fener ışığında mücadelelerini sürdürmeye devam ederler. Ancak solukları kesilerek oldukları yerde can verirler.
Arkadaşları onları aynı yerdeki bir incir ağacının altına gömerek oradan ayrılır lar. Yıllar sonra ise aynı yere gittiklerinde iki pehlivanın mezarlarının bulunduğu yerde gür bir pınar görürler. Bundan sonra halk orada yatanların anısına o yöreye, “Kırkpınar” adını verirler.
I. Murat, Edirne’nin alınmasından sonra Edirne’de güreşçiler tekkesi kurmuş ve bundan böyle de her sene güreş yapılması bir gelenek haline gelmiştir.
Bir başka iddiaya göre ise Kırpınar Güreşleri'nin tarihçesi çok daha öncesine dayanır. M. Atıf Kahraman'ın aktardığına göre Sarı Saltuk Bizans'ın ve Bulgarların içinde bulunduğu karmaşadan yararlanarak 1261'de Edirne'yi Bulgarlardan aldı. Sarı Saltuk 40 yıl Edirne’de kaldıktan sonra Dobruca’ya gitmek zorunda kaldı ve burada vefat etti. Bunun üzerine Bizans hükümdarı Andronikos, oğlunu Edirne’ye vali yaptı. Bu iddiaya göre kendisi de bir pehlivan olan Sarı Saltuk Osmanlılardan önce Kırkpınar Güreşleri'ni ilk düzenleyen kişidir [kaynak belirtilmeli].
Cumhuriyet dönemi
Kırkpınar Güreşleri 1928 yılına kadar ağaları tarafından düzenlenmiştir. Güreşlerdeki ödülleri ve misafirlerin ağırlanmasını hep ağalar karşılamıştır. Ancak 1928 yılında ülkede meydana gelen ekonomik sıkıntılar nedeniyle ağalığa talip çıkmayınca, güreşlerin organize ve gelenleri ağırlama işi Kızılay ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından üstlenilmiştir. 1946 yılında ise Tarihi Kırkpınar Güreşleri Edirne Belediyesi’nce düzenlenmeye başlanmıştır. Bu yıl da zamanın Belediye Başkanı Tahsin Şıpka Kırkpınar Güreşleri'ni Belediye hizmetleri arasına almıştır.
Osmanlı döneminde Kırkpınar Panayırı
Osmanlı Devleti döneminde yapılan Kırkpınar Panayırı, bazı yönleriyle Rumeli’nin diğer yerlerinde yapılan panayırların aynısıydı. Burada da çoğunlukla hayvan ve çeşitli eşyaların alış verişi yapılır. Kırkpınar’ı diğerlerinden ayrıcalığı, güreş, at yarışı, yaya koşusu gibi sportif faaliyetler “Ağa” tarafından düzenlenerek daha değerli ödüller verilmesidir. Panayırın süresi 4 gündür.
Güreşlerin yapıldığı yer
Kırkpınar, Edirne’yi Ortaköy’e bağlayan 35 kilometrelik yolun üzerinde, Simavina (Samona) ile Sarı Hızır Köyleri arasında bulunan ve Balkan Savaşından sonra Yunanistan sınırlarında kalan Nazif Ağa tarlası da denilen çimenlik bir yerin adıdır. Bu alanın bir tarafı Topçu Ali Ağa’nın tarlası, bir tarafı çayırlık, bir tarafı Tikio’lu Recep Ağanın tarlası, bir tarafı Çilingiroğlu’nun sebze bahçesi ve bir tarafı da Kırklar çeşmesidir.
Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı sonunda Kırkpınar Güreşleri Edirne ile Mustafapaşa yolu arasındaki “Virantekke” denilen yerde düzenlenmiştir.
Güreşler, 1923 yılından itibaren Edirne’nin “Sarayiçi” denilen yöresinde yapılmaya başlanmıştır.
Kırkpınar yağlı güreşlerinin öğeleri
Kıspet
Yağlı güreşe çıkan her pehlivanın güreş malzemesinin başında kıspet gelir. Manda, dana veya malak derisinden yapılan kıspetin bel kısmı dört parmak genişliğinde ve kalın olur. Beli sarması için kalın bir ip geçirilen bu kısma kasnak denir. Kıspetin diz kapağının altına gelen yere paça denir. Paça ile etin arasında paçabent denilen keçe konur. Deri kısım keçenin üzerine çekilir ve üzeri sicimle sıkıca bağlanır. Sıkı bağlanmayan paçadan içeri giren parmaklar sayesinde oyun almak kolaylaşır. Güreşten sonra yağlanan kıspet zembil'e konularak saklanır.
Zembil
Kıspet, zembil adı verilen ve sazdan yapılan bir torbada taşınır ve saklanır. Güreşi bırakan pehlivan, zembilini duvara asmasından belli olur.
Yağ
Güreşçiler, kavranmaları güç olsun diye yağlanırlar. Pehlivanlar, güreş meydanının uygun bir yerinde yağ ve su ile doldurulmuş kazanların etrafında yağlanırlar. Pehlivanlar önce sağ elle sol omuza, göğüse, kol ve kıspete yağ sürerler. Daha sonra sol el ile aynı işlemi tekrarlarlar. Güreşçiler bu arada birbirlerinin sırtlarını da yağlarlar. Güreş başladıktan sonra pehlivanlar çayırda dolaşan yağcılardan diledikleri zaman yağ ve su alabilirler.
Davul ve zurna
Yağlı güreşin en önemli öğelerinden olan davul ve zurnada Kırkpınar’a has bir melodi bulunmaktadır. Yağlı güreşlere çalacak olan müzisyenlerin güreş ezgilerini çok iyi bilmeleri, güreşin gidişatına göre müziğin ritmini ayarlamaları gerekmektedir.
Peşrev
Güreşin başlangıcı ve güreşe hazırlıktır. Ahenkli ve mevzulu bir biçimde güreşe ısınma hareketi olarak bilinen peşrev seyircilerin göz zevkini okşamasının yanında pehlivanın moralini yükseltir. Pehlivan peşrevle, kaslarını, nefsini, kalbini ve beynini başlayacak olan güreşe hazırlar. Güreşmek üzere çayıra çıkan pehlivanlar ahenkli bir şekilde ellerini ve kollarını sallayarak peşreve başlarlar. Peşrevde üç kez ileri üç kez de geri gidişten sonra yere sol diz ile çökülerek önce sağ el yere,dize,dudağa ve alına üç defa değdirilir. Bu merasim bittikten sonra sıçrayarak “Hadi bre” pehlivan diye nara atılır. Karşılıklı gidiş ve gelişten sonra rakibin paçaları yoklanır, sırtı sıvazlanır, enseler bağlanır, eller tutuşur ve böylece güreşe girilmiş olur.
Cazgır
Ana madde: Cazgır
Yağlı güreşlerdeki tüm pehlivanları seyircilere tanıtan, onları güreşe başlatan kişidir. “Salavatçı”da denilen Cazgır, hakem heyetinin ya da kura ile eşleştirilen pehlivanların adlarını, sanlarını, güreş oyunlarındaki hünerlerini uygun mısra ve dualarla tanıtır. Bu dua yörelere göre değişir. Pehlivanlıkta olduğu gibi cazgırlıkta da usta-çırak geleneği vardır. Ünlü cazgırlar arasında, Edirne Ayşekadın Camii imamı Sadık Hoca (Atılgan), Şirin Mustafa sayılabilir. Güreşlerin başlangıcının ilk günü olan Cuma günü, tüm güreşçiler pehlivanlar mezarlığını ziyaret ettikten sonra, Selimiye Camiinde okutulan Mevlütün ardından Sarayiçi'ne gidilerek, küçük boylardan itibaren cazgırın duası ile güreşleri başlatırlar.
Hakem
Yağlı güreşin ilk zamanlarında birkaç eski pehlivan köy ağaları veya güreşlerden anlayan birkaç kişi kurallara aykırı iş yapılmasın diye güreş meydanının bir köşesine oturur güreşleri kontrol ederlerdi. Bugün ise kuralları uygulayan hakem heyetleri oluşturulmuştur.
Başpehlivan
Kırkpınar’ın en büyük ödülünü alan ve başpehlivan güreşlerinde birinci olan güreşçidir. Bu ünvanı elde eden pehlivan 1 yıl için Türkiye’nin başpehlivanı olur ve altın kemer ile ödüllendirilir. Arka arkaya üç yıl başpehlivanlığı kazanan güreşçi, altın kemerin de sahibi olur.
Kırkpınar güreşlerinin en temel öğelerinden biri ağalık müessesesidir. Önceleri pehlivanları güreşe çağıran, yarışmaları düzenleyen, gelen konukları ağırlayan, yemek ve yatacak yerlerini temin eden, örf ve adetlere uygun olarak güreşlerin yapılmasını sağlayan, ödüller veren Kırkpınar Ağaları idi... Ancak şimdi “Kırkpınar Ağası”, saydığımız bu faaliyetlerin hepsini karşılayamadığından ve bir etkinlik çerçevesine toplandığından, masrafların büyük bir çoğunluğu Belediyelerce karşılanmaktadır.
Altın kemer
- Ana madde: Altın kemer
Kırkpınar başpehlivanına verilen, Kırkpınar’ın en büyük ödülüdür. Kırkpınar’da başpehlivan olan güreşçi 1 yıl süreyle altın kemerin sahibi olur. Ancak aralıksız üç yıl arka arkaya başpehlivan olan güreşçi altın kemerin sürekli sahibi olur. Zamanımızda Altın Kemer’ler Belediyelerce yaptırılmaktadır.
Kırmızı dipli mum
Kırkpınar’ın davet simgesi “Kırmızı Dipli Mum”dur. Eskiden şehir ve köylerdeki kahvelere “Kırmızı Dipli Mum”lar asılarak, oradaki halk Kırkpınar'a davet edilirdi. Diğer bir deyişle davet için sadece “Kırmızı Dipli Mum” kullanılırdı.
Kırkpınar duası [değiştir]
Evliya Çelebi’nin aktardığına göre güreşlerde şu dua okunurdu:
"Allah Allah,
Hoca-i âlem,
Seyyid-i kâinat ve
Mu’ciz-i mevcudat,
Pür kemal cemal,
Muhammed Mustafa’ya salâvat
Engürü’de er yatar,
Rum’da Mehmed Buhari Sarı Saltuk,
Ton giyer."
Kurallar
kurallar
- Sırtüstü getirmek: Yağlı güreşin, en basit ve en çok bilinen kuralıdır. Rakip yerde iken sırtüstü çevrilerek veya ayakta iken düşürülerek yapılabilir.
- Açık düşürmek: Rakibini kıç üstü yere düşürmek ya da rakibin kendi düşmesi. Rakibin sırtı yere gelmemiş olsa bile göbeği meydana çıkacak kadar arka üstü veya yan düşmüş ise düşen güreşçi kaybeder.
- Çivi yukarı: Rakip ayaklarından yakalanır, baş üstü dikilir, sonra sırtı yere getirilirse, müsabaka kazanılmış olur.
- Kıspet çıkarmak: Kıspetin herhangi bir nedenle tamamen çıkması ya da boydan boya yırtılması bir yenilgi sebebidir.
- Pes etmek: Güreşçilerden biri herhangi bir nedenle "Pes ediyorum!" ya da sadece "Pes!" der veya rakibinin kıspetine vurursa müsaabakayı kaybetmiş olur.
- Tartarak yenmek: Taraflardan biri rakibini kucaklar, ayaklarını yerden keser, en az 3 adım yürürse müsaabakayı kazanmış olur.
Boylar (kategoriler)
Kırpınar'da pehlivanlar, şu kategorierden birinde yarışabilirler: Minik 1, minik 2, teşvik, tozkoparan, deste küçük boy, deste orta boy, deste büyük boy, küçük orta küçük boy, küçük orta büyük boy, büyük orta, başaltı ve baş.
Bunların haricinde en iyi peşrev yapan pehlivana ve en centilmen pehlivana da ödül verilmektedir.
Tarihte Kırkpınar’ın yapılmadığı yıllar
1877–1878 Osmanlı Rus Savaşı nedeniyle 1878, 1879, 1880 ve 1881 yıllarında da Kırkpınar Güreşleri yapılamadı.
Balkan Savaşı’nda Edirne, 26 Mart–10 Temmuz 1913 tarihine kadar, Bulgar işgalinde kaldı. Bu nedenle 1913 yılı güreşleri de yapılamadı. Barış antlaşmasında Kırkpınar güreşlerinin yapıldığı yer, Türk sınırları dışında bırakıldığı için 1914 yılı güreşleri Edirne-Mustafa Paşa yolu üzerinde bulunan Viran- Tekke köyü ile Meriç Nehri arasındaki çayırlıkta yapıldı. Kara Emin Başpehlivanlığı kazandı.
I. Dünya Savaşı nedeniyle (1914–1918) ve savaştan sonra Trakya, Yunan işgalinde kaldığı için 1919, 1920, 1921 ve 1922 yıllarında Kırkpınar Güreşleri yapılamadı.
25 Kasım 1922 tarihinde, Türk Ordusu Edirne’yi Yunanlıların işgalinden kurtarıldıktan sonra Cumhuriyet döneminde ilk güreşler 30 Mayıs 1924 günü Himaye-i etfal (Çocuk Esirgeme Kurumu) yararına Sarayiçi’nde yapıldığı için 1923 yılında da Kırkpınar Güreşleri yapılamadı.
Geçmişten günümüze Kırkpınar başpehlivanları [
Her yıl Haziran ayında gerçekleştirilen geleneksel Kırkpınar Yağlı Güreşleri, 2008 yılında 647. kez yapıldı. 2008 yılı başpehlivanı, finalde Ekrem Yavuz ile güreşen ve 2007'nin de şampiyonu olan Recep Kara oldu.
Geçmişten günümüze Kırkpınar ağaları
Güreş Nedir, Güreş Kuralları Hakkında Bilgiler
iki insanın beden ve zekasını birleştirerek birbirlerine üstünlük sağla¬mak amacıyla yaptığı bir mü¬cadele sporu¬dur. 2.iki güreş¬çinin ya da iki insanın belirli ölçülerdeki minder üzerinde araç kullanmaksızın "FİLA" kurallarına uygun biçimde teknik, beceri, kuvvet ve zekalarını kullanarak birbirlerine üstünlük kurma mücadelesi¬dir. Uluslararası karşılaşmalar 9 m ça¬pında, yerden yüksekçe minderler üze¬rinde yapılır. Minderlerin çevreleri içe doğru 1 m genişliğinde kırmızı boyayla belirlenmiştir.
Halka biçimindeki bu alana pasif bölge denir. Karşılaşmalar sırasında güreşçiler, göğsü ve omuzları açık mayo giyerler. Karşılaşmalar, min¬der amiri, minder hakemi, kenar hakemi ve zaman hakemi olmak üzere 4 hakem tarafından yönetilir. Güreşçiler ağırlıkla¬rına göre sınıflandırılırlar; 48 kg, 52 kg, 57 kg, 62 kg, 68 kg, 74 kg, 82 kg, 90 kg, 100 kg ve ağır sıklet. Karşılaşmalar sırasında kurayla eşleşilir. Karşılaşma rakibin tuş edilmesi, diskalifiye veya rakipten daha fazla puan toplama yoluy¬la kazanılır. Grekoromende kavramalar, belden yukarı yapılır. Serbestte ise kavramalar vücudun bütün bölümleriyle yapılabilir. kubilayelmas78.179.37.56 11:57, 1 Aralık 2008 (UTC) .
1 ENDER BÜYÜKERŞEN
2 İBRAHİM CİCİOĞLU
3 SATILMIŞ BAYKUŞ
4 SADETTİN YÜCEL
5 BEKİR ÇEKER
6 MUSTAFA TUNA
7 YUSUF ARIKAN
8 ARMAĞAN GENÇ
9 YASİN GÜNANA
10 MUSA YILMAZ
11 ALİ CANSIZ
12 İBRAHİM ERBABA
13 AVNİ SEL
1 ABDULLAH YANIKOĞLU
2 BÜNYAMİN SOYER
3 ELVAN AKTEPE
4 EMRAH SUZAN
5 ERKAN POLAT
6 HALİT ÖZGÜL
7 FATİH YILDIRIM
8 HÜSEYİN YUMRUKAYA
9 İBRAHİM POLGA
10 İSA KALE
11 KAHRAMAN POLAT
12 M.GÜRHAN YÜCEL
13 MEHMET ACAK
14 MUSTAFA AYMAYAN
15 OSMAN SAĞIROĞLU
16 SAİT TEMİZ
17 SALİH YILMAZ
18 TEMEL BULUT
19 TUBA YÜKSEL
20 YILMAZ SEVEN
1 BAĞIŞ PEHLİVAN
2 CEMAL YENİÇİÇEK
3 DAĞHAN ÇINAR
4 ENSAR KURT
5 ERCAN AYILGAN
6 GÖKHAN GÜNANA
7 HÜSEYİN ZENGİN
8 MUHAMMET AL
9 MURAT MERT
10 NURETTİN BENLİ
11 RECAİ GÖL
12 SADIK ÖZTÜRK
13 SERKAN ÖZEL
14 ATAKAN AKSAL
15 SEVGİN KAHRAMAN
1 AHMET ÖZPEK
2 ALİ AYAN
3 ALİ KILINÇ
4 ALİ KAYAHAN
5 ABDULLAH HAYRİ BURHANLI
6 AYTEKİN KELEŞ
7 BARIŞ YAZI
8 CEMİL DEMİR
9 ERTUĞRUL AKIN
10 EMİN YILDIZ
11 ERCAN POLAT
12 F.MEHMET DERETARLA
13 GÖKMEN DOĞAN
14 HALİL YILMAZ
15 HAKAN SOYUGELEN
16 HÜSEYİN KOÇAK
17 MAHMUT SUTAY
18 MUSTAFA ALBAYRAK
19 MURAT ESKİTÜRK
20 NEVRİYE SARI
21 POLAT ÇOBAN
22 RECEP ÇELİK
23 SERHAN YÜCEL
24 YUSUF ATMACA
25 YAVUZ SARI
26 İ.ETHEM GÜLER
27 İrfan KARSLI
28 MUAMMER DUYAR
29 EYÜP KIRCI
30 ABDUSSELAM TURGUT
31 KEMAL YAZICI
32 C.ÜNSAL ULUDAĞLI
33 YÜCEL AYDIN